Fevkalâde Müzeyyen

Merhaba!     Eskiye ait olanın , “eskide” kalması gerektiğine dair bir genel görüş var günümüzde. Yeni var olan bir fikrin doğmasına, o fikirden tomurcuklanarak yeni çiçekler açacak olmasına rağmen maalesef güncele, yeniye olan bu saplantımız eskiden alabilecek durumda olduğumuz güce ulaşmamıza engel oluyor.   Birkaç yazı öncesinde Türk klasik müziğine olan merakımdan ve bundan doğan araştırma isteğimden bahsetmiştim. Bu merak , biraz önce bahsettiğim gibi fikir dünyamda var edeceğim, inşasına yeni başladığım bilgilerimin kalıcı olmasını sağlayacak olan şeyi , hayatımın bundan sonraki aşamalarında bana ihtiyaç duyabileceğim gücü aramamla başladı.    “Tanburi Cemil’in Hayatı “ adlı kitap bu gücü bulmamda , daha doğrusu fark etmemde bana ışık olduğunu söyleyebilirim .Türk klasik müziği tarihinde eşi benzeri bir daha gelmeyen musikîşinâsı , Tanburi Cemil Bey’i öğrenmiş olmak ,böyle bir ustanın bıraktığı mirastan alabildiğim ölçüde dersi almak bü...

          Felsefe Türkiye’  de , gençler  tarafından lisede görülen iki saat dersten ibarettir-söz meclisten dışarı. Bunun sebebi e ğ itim sistemindeki  ç arp ı k anlay ı ş t ı r.      Felsefeyi de g ö z ard ı  ediyoruz ayn ı  sanat ı  yapt ı ğ ı m ı z gibi. Ge ç mi ş inde felsefe alan ı nda  ç ok  ba ş ar ı l ı bilim  insanlar ı   varken , b ö ylesine  de ğ erli insanlar ı n yapt ı ğ ı  ç al ı ş malar  ü zerine  in ş a etmi ş ken bir  ş eyleri, gerekli  ö nemi vermemek vefas ı zl ı k de ğ il mi s izce de ?     Felsefe sorgulamanın aktif olarak yapıldı ğ ı   ö nemli bilim dallar ı ndand ı r. Felsefeye gerekli  ö nemin  verilmemesi , sorgulamayan  , her  ö ğ retilene kafa sallayan insanlar yeti ş tirmek de ğ il de ne ?      Felsefe e ğ itimle  i ç i ç e   olmal ı d ı r , t ı pk ı  sanat gibi...

          Önceki yazılarda , sanat-entelektüel olmak-e ğ itim  üç l ü s ü nden bahsettikten sonra duygusal  zekan ı n   ö neminin  ö zellikle e ğ itimde  ö nemli buldu ğ umdan burada belirtmek istedim.     Çünkü genel olarak sınavlarda insanların akademik  zekası  ölçülüyor. Akademik zekaya göre toplumdaki yerimizi alıyoruz bir  bakıma . Kimimiz mimar , kimimiz de  ö ğ retmen , avukat vs. oluyor. Ama bu de ğ erlendirme  ö l çü t ü nde sadece  AKADEM İ K ZEKA  ölçülüyor.   Bu,  bir insanı sadece akademik bilgi yeterlili ğ ine g ö re  ö l çü p, duygusal zekayı görmezden  gelmekten ba ş ka bir  ş ey de ğ il .          Bu konu hakk ı nda ara ş t ı rma yapan  Goleman’ın  konu hakkında görü ş ü n ü  aynen aktar ı yorum size ; “ Duygusal  zeka  çok boyutlu bir kavramdır. Kendini harekete geçirebilme, aks...